Baarle Kasabası: Avrupa’da Sınır Anlayışını Yeniden Tanımlayan Bir Örnek
Avrupa’nın sakin bir köşesinde, sınırlar haritalarda değil, kaldırım taşlarında, kafe masalarında ya da evlerin odalarında çiziliyor. Hollanda’nın Baarle-Nassau kasabası ile onun içinde dağınık bir şekilde yer alan Belçika’ya bağlı Baarle-Hertog adlı yerleşim, sınır anlayışına bambaşka bir boyut kazandırıyor.
Bu iki küçük yerleşim, aslında birbirinin içine geçmiş halde yaşıyor. Sokakta yürürken hangi ülkede olduğunuzu anlamak için yere bakmanız yeterli. Beyaz çarpı işaretleriyle belirtilmiş sınırlar evlerin, dükkanların, hatta restoranların içinden geçiyor. Bazı evlerde mutfak Hollanda’ya, salon Belçika’ya ait olabiliyor. Bir bardak kahve içerken sınırı farkında olmadan geçmeniz mümkün.
Bu sıra dışı coğrafi yapı, yüzyıllar öncesine dayanan feodal toprak paylaşımının ve siyasi anlaşmazlıkların bugüne uzanan bir mirası. 12. ve 13. yüzyıllarda bu bölge, Brabant Dükü ile Breda Lordu arasında parça parça takas edildi. Her iki taraf zaman içinde çeşitli arazi alışverişleriyle bu karmaşık yapıyı oluşturdu. 1830’da Belçika, Hollanda’dan bağımsızlığını ilan ettiğinde, iki ülke arasında kalan bu girift sınır meselesi daha da belirgin hale geldi.
Sorunu çözmek kolay olmadı. 1842’de yapılan bir anlaşmada, “statükonun korunması” ilkesiyle her iki ülkenin de bölgede hak sahibi olduğu kabul edildi. Bu düzenleme, zamanla kasabanın günlük yaşamının bir parçası haline geldi.

Kurallar aynı sokakta değişebiliyor
Bugün sınırlar teknik olarak halen orada. Ancak Avrupa Birliği’ne bağlı her iki ülkenin de Schengen bölgesinde yer alması, geçişleri zahmetsiz hale getiriyor. Yine de hukuki sınırlar hayatın birçok alanında kendini hissettiriyor.
Örneğin Belçika’da havai fişek satışı yıl boyunca serbestken, Hollanda’da yalnızca yılbaşı döneminde izin veriliyor. Bu nedenle aynı sokakta yer alan iki dükkandan biri satış yapamazken, birkaç adım ötedeki diğeri ürünlerini rahatlıkla sergileyebiliyor. Benzer şekilde Hollanda’da yasal içki yaşı 18 iken, Belçika’da 16. Bu fark, gençlerin bar tercihlerinde bile etkili olabiliyor.
Geçmişte, Hollanda’daki restoranlar Belçika’dakilere kıyasla daha erken kapanmak zorundaydı. Bunun üzerine bazı işletmeler masalarını sınırın Belçika tarafına taşıyarak, kendi içinde yaratıcı bir çözüm geliştirdi. Vergi oranlarındaki farklılıklar da alışveriş tercihlerini etkiliyor. Benzin, sigara gibi ürünlerde Belçika daha ucuzken, temel gıda ürünleri çoğunlukla Hollanda’da daha uygun fiyatlara satılıyor.
Sınırların iç içe geçtiği kasaba

Baarle’nin yapısı, yalnızca coğrafi değil, kültürel olarak da iç içe geçmiş bir yaşam sunuyor. Aynı dili konuşan, benzer kültürlere sahip iki halk, bu karmaşık sınır düzenine rağmen uyum içinde yaşamayı başarıyor. Yerel halk, farklı kurallarla yaşamaya alışmış; sınırlar onlar için artık gündelik yaşamın doğal bir parçası.
Bu yönüyle Baarle, Avrupa’nın “birlik içinde çeşitlilik” fikrini küçük ölçekli ama etkileyici bir şekilde yansıtan bir örnek olarak öne çıkıyor. Bir yandan tarihin izlerini taşırken, diğer yandan geleceğin birlikte yaşama kültürüne dair güçlü bir mesaj veriyor.